Eda YILMAZ
kiymetonel@hotmail.com
ZAMANDA YOLCULUK
30/01/2018 Merhaba, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? Ben Gülay Yılmaz. 1954 yılında Giresun'un Görele ilçesinin İsmailbeyli köyünde doğdum. Annemin adı Safinaz, babamın adı Çakır Ali idi. Yedi kardeştik, altı kız, bir tane erkek. Ben en küçükleriyim. Küçükken hangi oyuncaklarınız vardı, hangi oyunları oynuyodunuz? Biz şimdiki çocuklar gibi şanslı değildik.Oyuncaklarımız hiç yok denecek kadar azdı. Biz kendimiz kumaş parçalarından bebek dikiyorduk, içine saman doldurup kendimize oynamaya bebek yapıyorduk. Yine kumaş parçalarını ince ince kesip toplar sarıyorduk, deniz kenarlarından taş alıyorduk, sek sek oynuyorduk. Evcilik çok oynardık. Pelit ağacı diye bir ağaç vardı memleketimizde. Bu ağacın meyvesinden tabak ve tencere yapıyorduk. İlkokulda kaç kişiydiniz? İlkokul öğretmeninizin ismini hatırlıyor musunuz? İlkokulda sınıfta 40-45 kişiydik. İki tane öğretmen değiştirdim. Birincisinin adı Namık Atanıan, diğerinin adı da Ethem Torçuk idi. Öğretmen olmaya nasıl karar verdiniz? Köyde çok çalışıyorduk, işimiz çoktu. Hep yorucu işlerde çalışıyorduk, sırtımızda yük taşıyorduk. Öğretmenimiz bizi bir filme götürmüştü, orada köy kızları okuyup hemşire, ebe, öğretmen oluyordu. Ben de orda gördüm, aklımda kaldı. Beşinci sınıfta iken öğretmen okulu sınavına girdim ve sınavı kazanıp öğretmen okulunda okuyup öğretmen oldum. Mesleğinizi seviyor musunuz? Evet, mesleğimi çok seviyorum. Dedem ile nasıl tanıştınız? Deden ile görücü usulü tanıştık. Bizden büyük bir öğretmen arkadaşımız bizi tanıştırdı. Tanıştığımız gün nişanlandık. Çocukken nasıl yolculuk yapıyodunuz? Biz köyde yaşıyorduk. Bir köyden diğer bir köye giderken yürüyerek gidiyorduk. Araba yolu bile yoktu, patika yollar vardı. Oralardan yüreyerek gidiyorduk. Şehirlere ise araba ile gidiyorduk. Giysileriniz nasıldı? Şimdiki gibi hazır giysi satan yerler şehirlerde vardı ancak köylerde yoktu. Annelerimiz basma denen kumaşları alıyordu, köyde kendileri dikip bize giydiriyordu. Ayakkabılarınız nasıldı? Ayakkabılarımız lastik ayakkabılardı. Kaç yaşında televizyonunuz oldu? Ben 22 yaşında evlendim, 23 yaşında evlenenden bir sene sonra televizyonumuz oldu. Nasıl ders çalışıyorsunuz? Köylerde elektrik yoktu. Üzerinde çalışmaya masa yoktu. Yemek yediğimiz yer sofrasının üzerinde ders çalışıyorduk. O zamanlar gaz lambaları vardı, buna Finnuri derlerdi. Onu yakıp sofranın üzerine koyardık. Eğilip ders çalışırken saçlarımızın yandığı da olurdu. Şimdi olmayıp eskiden olan hangi dersler vardı? Tarım dersi,el işi ve ev işi dersi, sağlık bilgisi dersleri vardı. Evişi dersinde yemek yapmayı, elişi dersinde de dikiş dikmeyi öğreniyorduk. Erkekler de öğreniyor muydu? Evet öğreniyorlardı. Öğretmen askerde size lazım diyordu. Okula nasıl gidiyordunuz, okulda nasıl ısınıyordunuz? Okula yürüyerek gidiyorduk. Okulumuz uzaktı. Kar yağdığı zaman köyden bir erkek yol açarak ilerliyordu, biz de arkasından gidiyorduk. Isınmak için her öğrencinin annesi okula bir odun getiriyordu. Bunlar sınıflardaki sobalarda yakılarak ısınıyorduk. Eğitim sistemi nasıldı? Bence şimdiki sisteme göre daha güzeldi. Konuları kendimiz anlatıyorduk. Birleştirilmiş sınıflar vardı. 4.ve 5. sınıfı birleştirilmiş sınıfta okudum. Çocukluğunuzda hangi yemekler vardı, en sevdiğiniz yemekler neydi? Karalahanadan yemekler vardı. Pekmez ve turşu yapıyorduk. Annelerimiz ısırgan otu topluyordu. Erişte makarna yapıyorduk. En sevdiğim erişte makarna idi. Bu röpörtajı kabul ettiğin ve sorularımı cevapladığın için teşekkür ederim. Benimle röpörtaj yaptığın için ben teşekkür ederim. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
VEDA - 09/06/2019 |
VEDA |
HAYATIM - 24/09/2018 |
HAYATIM |
ÖĞRETMENİM - 14/12/2017 |
ÖĞRETMENİM |
Engellilere Yardım - 29/10/2017 |
Engellilere Yardım |
23 NİSAN - 07/01/2017 |
23 NİSAN |
BİR SOKAK KEDİSİ - 01/01/2017 |
BİR SOKAK KEDİSİ |
Anne ve Baba Olsaydım - 10/12/2016 |
Anne ve Baba Olsaydım |